Ülkemizde Tıbbi Cihaz Sektörü Hangi Yönde Değişiyor?

Dünya nüfusunun artışı hızla devam etmektedir. Bu nedenle insan sağlığı ile ilgili sorunlar da çoğalmaktadır. Daha önce hiç duyulmayan hastalıklar ortaya çıkmaktadır. Geçmişte tedavi edilemeyen birçok hastalık için de yeni tedavi teknikleri geliştirilmektedir. Hastalıkların teşhis ve tedavisi ile ilgili olarak yaşanan gelişmeler en çok tıbbi cihaz ve ilaç alanlarında görülmektedir. Bu iki kategori sağlık sektörünün neredeyse tamamını oluşturur. Hastalıkların daha hızlı şekilde teşhis edilebilmesi gelişen teknoloji ile mümkün olmaktadır. Çoğu hastalık, günümüzde hızlı bir şekilde teşhis edilebilir durumdadır. Aynı hızla tedavi sürecine de geçilerek, tedavinin gerçekleştirilmesi mümkündür. Bu süreçlerde kullanılan tıbbi cihazların bir kısmı ülkemizde üretilebilmektedir. Ancak hala dışa bağımlılığımız büyük oranda devam etmektedir. Tıbbi cihaz ve ilaç sektörünün Türkiye’deki durumu son yıllarda gelişme gösterse de üretim ile iç talebin karşılanabilirliği istenilen seviyenin çok uzağındadır.

Hastalıklar insan hayatında çok önemli bir rol oynar. Hem aileleri hem de toplumu çok ciddi şekilde etkileyebilir. Hastalık ve yaşlılık süreçleri insanları birçok konuda engellediği için sağlıklı bireylerin çoğunlukta olduğu toplumlar daha uzun süre üretken kalabilir. Bu durum göz önünde bulundurulduğunda ülkelerin sağlık alanındaki yatırımlarının ne denli önemli olduğu anlaşılabilir. Hastalıkların hızlı bir şekilde teşhis ve tedavi edilmesi çok önemlidir. Bunu sağlayan cihazların önemi de herkes tarafından bilinmektedir. Dünya genelinde en hızlı şekilde büyüyüp gelişen sektörlerin başında tıbbi cihazların olması şaşırtıcı değildir.

Ülkemizde sağlık alanındaki gelişmelere bakıldığında, tıbbi cihaz sektörü dikkat çekmektedir. Tıbbi cihazlar Türkiye’de henüz çok yeni bir endüstri koludur ve gelişim göstermeye çalışmaktadır. Dünyadaki yapıya paralel olarak ilerlemesi gereken sektör, ülkemizde maalesef geriden takip edilmektedir. Bu durum doğal olarak toplumsal refahı da etkilemektedir. Kırsal bölgelerden kente göçün devam ediyor olması ve insanların ortalama yaşam sürelerindeki artış tıbbi cihaz sektörünün büyümesini bir zorunluluk haline getirmektedir. Ancak, tıbbi cihaz üretimindeki zorluklar sanayicinin bu alandan uzak durmasına neden olmaktadır. Yönetmeliklerin sıkça değişiyor olması, yetişmiş insan kaynağının çok az olması, belgelendirme süreçlerinin çok uzun ve maliyetli olması, yeni teknolojilerin yerelde üretilmiyor olması, ham madde tedarikinin dövize bağlı olması, üniversite ve kamu hastanelerinin ödeme vadelerinin çok uzun olması gibi sorunlar nedeniyle sektördeki firmalar üretime yatırım yapmak yerine ticari faaliyetlerini devam ettirebilmek için başka türlü çözümler aramaktadır. Bu durum dışa bağımlılığı da arttırmaktadır.

Tıbbi Cihaz Pazarı

Günümüzde tıbbi cihaz sektörüyle ilgili düzenlemeler Sağlık Bakanlığı’nın sorumluluğundadır. Yönetmeliklerin uygulanması konusunda her ilde bulunan il sağlık müdürlükleri görev yapmaktadır. Ayrıca özel olarak tesis edilen Tedavi Hizmetleri Genel Müdürlüğü’ne bağlı olan Biyomedikal Mühendislik Hizmetleri Daire Başkanlığı, Piyasa Gözetimi ve Denetimi Şube Müdürlüğü ve Tıbbi Cihazlar Planlama Şube Müdürlüğü de sektörün düzenlenmesi ve denetlenmesinde faaliyet göstermektedir.

Sağlık Bakanlığı’na bağlı Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu’nun 2012 yılı verilerine göre kayıtlı tıbbi cihaz üretici firma sayısı 1548, kayıtlı tıbbi cihaz ithalatçı firma sayısı 2100 ve kayıtlı tıbbi cihaz bayi sayısı 9316’dır. Ayrıca, TUSİAD raporlarına göre, 1 milyon 581 binden fazla onaylı ürün söz konusudur. 2 milyon 414 bin 663’ü ithal olmak üzere toplam 6 milyon 90 bin 54 kayıtlı imal ve ithal tıbbi cihaz mevcuttur. Bu ürünlerden yüksek teknolojili olanların çok az bir kısmı yerelde üretilmektedir; çoğu yurt dışından ithal edilmektedir. Sektörün üreticileri büyük oranda küçük ve orta ölçekli firmalardır ve ileri teknoloji ürünlerin üretimi son derece kısıtlıdır. Üretici firmaların ülkemizdeki dağılımları ise Ankara, İzmir, İstanbul, Bursa, Adana, Gaziantep, Samsun ve Trabzon illerinde ağırlık göstermektedir.

Türkiye’de yaklaşık 2,6 milyar dolarlık bir tıbbi cihaz pazarı söz konusudur. Bunun yaklaşık %85’i ithalat %15’i ise yerli üretimdir. Teknolojinin yıllar içindeki gelişimiyle birlikte tıbbi teknolojiler de artmakta ve yaygınlaşmaktadır. Bu durum gelecekte pazar büyüklüğüne de etki edecektir. İthalat oranının %85 civarında olması tıbbi cihazda dışa bağımlı olduğumuzun ve maliyetlerin döviz endeksli olduğunun göstergesidir. Dünyada tıbbi cihaz pazarı 2018 yılında 498 milyar doları aşmıştır. Pazarın %72’sine ise ABD, Almanya ve Japonya hakimdir. Dünyada 30 tıbbi cihaz firması pazarın yüzde 89’una sahipken, kalan yüzde 11’lik payı ise 27 bin firma paylaşmaktadır. Türkiye’nin dünya pazarındaki payı ise sadece yüzde 1’dir. Yerli üretim destekleniyor olsa da yetersiz kalmaktadır. Tabloya baktığımızda, ülkemizdeki %15’lik üretimin 2020 yılının sonunda %20’nin üzerine çıkarma hedefimizin olması maliyetlerin düşmesi ve dışa bağımlılığın azalması için gerekli olan ilk adımdır. Yıllar içinde kademeli şekilde artış sağlanarak tıbbi cihaz pazarında dışa bağımlılığı azaltma hedefimiz olmalıdır.

Tıbbi Cihazlar Konusundaki Teknolojik Gelişmeler, Arge ve İnovasyon

Tıbbi cihaz sektörü çok dinamiktir ve çok hızlı gelişmektedir. Daha 100 yıl önce dünyada tıbbi cihaz çeşidi 100 iken günümüzde 300 bini aşmıştır. Yeni hastalıklar ortaya çıktıkça ve yeni tedavi yöntemleri geliştirildikçe tıbbi cihaz çeşidi de artmaktadır. Her yıl ortalama 100 kadar yeni cihaz piyasaya sunulmaktadır. Ancak, ülkemizde bu alandaki üretimin yüksek katma değerli veya yüksek teknolojili ürünlerden oluştuğunu söylemek mümkün değildir. Yine de bazı tıbbi ürünler yerelde üretilebilmektedir. Örneğin hastane demirbaşları, tıbbi tekstil ürünleri, bazı diş hekimliği malzemeleri, cerrahi el aletleri, ortopedik ve spinal cerrahi implantları, solunum cihazları, enjektörler, sterilizasyon cihazları, medikal gaz sistemleri, elastik bandajlar, hasta yatakları ve santrifüjler ülkemizde üretilen tıbbi ürünlerden bazılarıdır. Üreticilerin çoğu İstanbul, Ankara, İzmir ve Samsun’dadır. Özellikle Samsun, cerrahi el aletleri ve implant üretiminde en önde gelmektedir; fiyat ve kalite açısından dünyayla rekabet edebilecek düzeydedir.

Dünyadaki, sanayi alanındaki gelişmeler, yeni tedavi ihtiyaçları, ortalama yaşın ve nüfusun artması ve refah düzeyinin yükselmesi ile birlikte ülkemizdeki tıbbi ihtiyaçlar da doğru orantılı şekilde artmaktadır. Buna bağlı olarak teknolojik imkanların artışı ve bilgiye daha kolay bir şekilde erişilebiliyor oluşu argeye ve inovasyona yönelmemizi kolaylaştırmaktadır. Bu da sağlık alanındaki yenilikleri beraberinde getirmektedir.

Tıbbi cihazlar ve medikal ürünler üretilirken ihtiyaç duyulan sanayi imkanları ülkemizde zaten mevcuttur. Elektronik montaj alanında üretim yapan pek çok firma vardır. Hidrolik, pnömatik devre elemanları ve dişli aksamları yerli firmalar tarafından üretilmektedir. Ayrıca plastik enjeksiyon ile üretim yapan birçok firma mevcuttur. Çeşitli sensörlerin üretiminin de bazı üniversitelerde yapıldığı düşünülürse, ülkemizde üretim alanında yaşanan bir sıkıntı yok gibi görünmektedir. Asıl sorun, yüksek katma değerli tıbbi cihazlar üretebilmek için argeye yatırım yapılmamasıdır.

Dünya genelinde tıbbi cihaz sektöründe faaliyet gösteren üreticiler, işletme gelirlerinin yüzde 8’lik kısmını teknolojik gelişmelere ve arge faaliyetlerine ayırırken, bu oran ülkemizde sadece yüzde 0,8’dir. Birçok sanayici ve işletmeci, sektörler arası birliklerin kurulamadığından ve üniversiteler ile sanayi arasındaki ortaklıkların istenilen düzeyde olmadığından şikayetçidir. Tıbbi cihaz sektöründe teknoloji üreten bir ülke olmamız ve dışa bağımlılığımızı bir an önce azaltmamız gerekir.

Kalkınma Planları ve Tıbbi Cihaz Üretimi

Türkiye’de her beş yılda bir Strateji ve Bütçe Başkanlığı tarafından yeni kalkınma planı yürürlüğe sokulur. 2019 ve 2023 yılları arasında uygulanacak olan On Birinci Kalkınma Planı’nda yer alan tıbbi cihaz üretimine destek verilmesi konusundaki kararlar dikkat çekicidir. 2014 ve 2018 yılları arasında uygulanan Onuncu Kalkınma Planı’nda da aynı şekilde tıbbi cihaz üretimine destek verilmesi konusunda birçok karar mevcuttu. Bu konunun desteklenmesi çok umut vericidir ancak gerçeklere baktığımızda istenilen üretim kapasitesine ulaşamadığımızı görmekteyiz. Sadece tıbbi cihaz üreticileri değil sektördeki birçok firmanın da finansal açıdan sıkıntı yaşıyor olması sektörün küçülmesine neden olmaktadır.

Kalkınma planlarının hepsinde sağlık konusu en öncelikli olarak işlenmektedir. Özellikle yüksek katma değerli tıbbi cihazlar üretilmesini, küresel pazarlara hem ürün hem de hizmet sunulmasını ve ilaç ve tıbbi cihaz ihtiyaçlarının yurt içinden karşılanmasını sağlayan bir üretim yapısı hedeflenmektedir. Argeye ve inovasyona yapılacak yatırımlar hakkındaki birçok hedef de planların içeriğinde yazmaktadır. Rakamsal veriler ile birlikte yurt içi tıbbi cihaz ve medikal ürün ihtiyacının yüzde 20’lik kısmının, ilaç ihtiyacının ise yüzde 60’lık kısmının yerli üretim ile karşılanması amaçlanmaktadır.

Tıbbi cihazların ve medikal ürünlerin gelişimlerini destekleyecek bir model olarak üniversite ve sanayi işbirliklerinin arttırılması hedeflenmektedir. Üniversiteler ile birlikte yapılan çalışmalar sayesinde arge alanında gelişme gösteren ve teknoloji geliştirmekte fark yaratan üretim kolları söz konusu olacaktır. Böylece, tıbbi cihaz ve medikal ürün üretimi konusunda faaliyet gösteren sanayi kuruluşlarının, üniversitelerin teknolojik potansiyeli ile birleşmesi mümkün olacaktır. Arge ve yeniliklerin arttırılması amacıyla yerli ve yabancı, çok sayıda nitelikli araştırmacı temin edilecektir. Öncelikli alanlar belirlenerek, temel araştırma programları oluşturulacaktır. Hem yerel hem de yabancı özel sektörün desteği alınarak, yakın bir işbirliği ile akredite araştırma, test ve ölçüm merkezleri gibi konularda hızlı bir gelişme sağlanacaktır.

Sonuç

Tıbbi cihaz sektörü tüm ülkeler için önemli bir alandır. İnsan sağlığının teknoloji sayesinde çağa uygun olarak korunabilmesi, hastalıkların teşhisinin daha kolay ve daha doğru bir şekilde yapılabilmesi ve hastalıkların daha kısa sürede tedavi edilebilmesi bu sektördeki yenilikler ile doğru orantılıdır. Bir sanayi sektörü olarak düşünüldüğünde, yerli tıbbi cihaz üretiminin daha çok yaygınlaşması ve gelişmelerin yerli imkanlar ile sağlanması hem ülkenin kalkınması hem de sağlık sektörü için son derece önemlidir. İthalat süreçleri beklenmeden ülke içinde üretilen tıbbi cihazların kullanılması teşhis ve tedavinin hızı açısından çok önemlidir; dışa bağımlılığın da tek çözümüdür.

Yorumlar

Gözde Esen - 1 Temmuz 2013 09:03
Güzel bir yazı olmuş. Elinize sağlık.

Celil Çağlar ÖZLÜ - 2 Temmuz 2013 00:03
Merhaba. İlginize teşekkür ederim.



Nusret - 29 Nisan 2015 16:00
Sitenizi ve firmanızı takip ediyorum. Sektöre katkınız büyük. Tebrik ederim.

Celil Çağlar ÖZLÜ - 30 Nisan 2015 14:36
Nusret, merhaba. Teşekkür ederim.



Altan Gür - 5 Mart 2016 02:17
Tıbbi cihaz sektöründe öncü gibisiniz. Yakından takip ediyor, başarılarınızın devamını temenni ediyorum.

Celil Çağlar ÖZLÜ - 6 Mart 2016 09:24
Altan Gür, merhaba. Yorumunuz için teşekkür ederim.



Teyfik - 21 Kasım 2016 02:18
Öncelikle yazınızı okudum ve çok beğendim. Arge kısmında da değerli işler yaptığınız düşünen biriyim. Turkcell ile yaptığınız bu ortaklık ile oluşturduğunuz cihazınızı bir yakınım kullanıyor İstanbul’da. Ben de 4 yıldır diyabet hastasıyım ve ciddi anlamda krizler geçirdim bu süre içinde. Bilincimin kapandığı durumlar oldu. Bu yüzden bu cihazdan temin etmek istiyorum. Ama ben Sivas’ın bir kasabasında memurluk yapıyorum. Buraya da bu ürünü temin etmem mümkün olabilir mi?

Celil Çağlar ÖZLÜ - 22 Kasım 2016 11:23
Merhaba. Yorumunuz için teşekkür ederim. Ürünlerimiz hakkında detaylı bilgi ve sipariş işlemleri için lütfen bu sayfadan bizimle iletişime geçin: https://sesanltd.com.tr/iletisim/