Ana Sayfa » Blog Kategorisi: "Genel" » Hastaların İhtiyacı Olan Moral ve Motivasyon

Hastaların İhtiyacı Olan Moral ve Motivasyon

Dünya üzerinde hastaneler yokken hastalar evlerinde tedavi edilirdi. Eski zamanlarda hastane benzeri oluşumlar yalnızca askeri kuruluşlara özgüydü. Sonrasında, sağlıkla ilgili ihtiyaçlar arttıkça hastaneler yapılmaya başlandı. Dünya nüfusunun artışıyla ve teknolojinin gelişmesiyle birlikte hastanelerin yapımı da kolaylaştı ve hızlandı. Günümüzdeyse milyarlarca insan hastanelerden faydalanıyor. Sağlığımız söz konusu olduğunda en küçük problemlerde dahi, daha hastaneye bile gitmeden psikolojik durumumuz oldukça olumsuz şekilde etkileniyor. Bir de hastaneye gidersek psikolojimiz hepten kötü duruma gelebiliyor. Hal böyleyken, uzun süre hastalıkla mücadele eden kişiler yaşadıkları sorunları nasıl azaltacak?

Hastanede devam eden tedaviler devlet üzerinde büyük bir maddi yük oluşturmaktadır. Ayrıca hastane kapasitelerinin yetersiz olmasından dolayı yeni hastalar tedavi imkanı bulamamaktadır. Durumu stabil olan kronik hastalar doktor onayı ile tedavilerine evde devam edebilir. Bu sayede devlet üzerinde oluşan yük bir miktar azalır. Kronik hastalıkları olan kişilerin tedavilerine evlerinde devam edilmesi hasta ve ailesi için maddi ve manevi fayda sağlayacaktır. Örneğin bir hastanın hastanede geçirdiği süre zarfında, yanında her zaman aileden bir refakatçi olması gerekir. Bu görevi ailedeki müsait olan kişiler dönüşümlü olarak yapabilir. İlk 1-2 haftalık refakat sürecinde pek sorun olmaz ancak refakat süresi haftalar veya aylar sürerse hasta yakınlarının yaşamı da oldukça problemli bir hale gelebilir.

Hastane ortamı mutluluk ve huzur veren bir yer değildir. Bu nedenle hastanede vakit geçiren insanların psikolojisi bozulabilir. Hem hastaların hem de yakınlarının kısa veya uzun bir süre hastanede kalmaları ruh sağlıklarını ciddi şekilde etkileyebilir. Özellikle yoğun bakımda kalan ve bilinci açık olan bir hasta, çevresinde sürekli olarak diğer hastaların bulunması ve onların çektiği acıları görmesi nedeniyle iyileşme umudunu kaybedebilir.

Hastaların İhtiyacı Olan Moral ve Motivasyon

Ruh ve beden sağlığını birlikte değerlendirmek gerekir. Bedenimizde oluşan sorunlar ruh sağlığımızı ve psikolojik durumumuzu bozabilir. Ruh sağlığımızda meydana gelen değişimler de bedenimizi etkileyebilir. Özellikle fiziksel hastalıklar kişinin hayata karşı uyumunu bozar. Bu tip hastalar alıştığı şekilden farklı yaşamak zorunda kalır. Hastalık ister hafif ve geçici olsun isterse ağır ve kronik olsun hastayı ve ailesini olumsuz etkileyecektir. Özellikle kronik hastalığı olan kişilerin yaşam şekilleri eskiye göre oldukça fazla değişim gösterecektir.

Herhangi bir hastalığının olduğunu öğrenen kişi öncelikle büyük bir üzüntü yaşar. Çevresindekilere bu duygularını belli etmemeye çalışır, insanlarla iletişimini azaltır ve yalnızlık hissetmeye başlar. Bu şekilde devam ederse hastanın duyguları bir süre sonra yoğunlaşmaya başlar ve kişi terk edilmişlik hissine kapılabilir. Hastalığın teşhis edilmesiyle inkar, öfke, pazarlık, depresyon ve kabullenme aşamaları yaşanır. Bu süreçte kişi, hastalığa karşı duygusal ve davranışsal tepkiler verir. Hastanın verdiği tepkiler hastalığın çeşidine, kişinin hastalık algısına, hastanın karakter yapısına ve psiko-sosyal ortama göre değişir. Kronik hastalığı olduğunu öğrenen kişilerin ilk hissettiği duygulardan birisi öfke olur. Bu durum normal ve olması gereken bir süreçtir. Kişi hastalığını öğrendiğinde şok, inkar, öfke, depresyon ve kaygı gibi psikolojik reaksiyonlar yaşayabilir.

Hastalık, maddi ve manevi kayıplara neden oldukça ailede umutsuzluk ve çaresizlik gibi duygular artmaya başlayabilir. Hasta kendini eksik ve yetersiz biri gibi hissedebilir. Oluşan maddi kayıplar nedeniyle suçluluk duyabilir. Hastaların bu duygusal sorunları yaşamamaları veya bu sorunların hızlıca üstesinden gelebilmeleri için psikolojik ve sosyal destek almaları gerekir. En önemlisi ise hastanın en sevdiği kişilerin yani ailesinin desteğini alabilmesidir.

Hastanın ailesi her ne koşulda olursa olsun hastanın yanında olacağını ve gereken tüm desteği vereceğini göstermelidir. Hasta ile sohbet etmeli ve olabildiğince moral veren konuşmalar yapmalıdır. Zaten ruhsal olarak çöküntü içinde olan kişiye daha da kötü hissedeceği konulardan bahsetmemek gerekir. Özellikle uzun süren hastalıklar, hastaların ve yakınlarının yaşam şeklini ve hayata karşı uyumu kökten değiştirebilir. Her değişim bir stres faktörüdür. Bu nedenle yeni oluşacak hayat şartlarına uyum sağlayabilmeleri için psikolojik destek almaları gerekebilir.

Hastaların İhtiyacı Olan Moral ve Motivasyon

Grup aktiviteleri hastaların moralini düzelten en etkili yöntemdir. Benzer hastalığı olan veya iyileşmiş kişilerle görüşmek hastaya güç ve moral verecektir. Benzer sorunları yaşayan kişiler bir araya geldiklerinde yalnızlık ve yetersizlik gibi duyguları da azalacaktır. Ayrıca fiziksel egzersizlere de önem verilmesi gerekir. Hem kan dolaşımının artması hem kas dokusunun güçlenmesi hem de kişinin morali açısından önemlidir. Bu egzersizleri uzmanların gözetiminde yapmak daha doğru olacaktır.

İnsanların psikolojilerinin kötü olması nedeniyle, daha çok hastalığın ortaya çıktığı, mevcut hastalıkların olumsuz etkilendiği ve yaşam süresinin genel olarak kısaldığı uzmanlar tarafından bildirilmektedir. Acı, keder ve yas gibi duygulardan sonra oluşan depresyon ve ortaya çıkan hastalıklar dikkat çekici bir olgudur.

Hastanın Moralinin Yüksek Tutulması İçin Yapılması Gerekenler

Hasta biyolojik, psikolojik ve sosyal bir bütünlük içinde ele alınmalıdır. Depresyonun oluşumunu hazırlayan faktörler belirlenmelidir. Bunlar bir liste şeklinde hazırlanabilir ve strateji oluşturulabilir.

Hasta ile iletişimde, hastanın istek ve ihtiyaçlarının ne olduğunu anlamaya çalışmalı ve açık bir dil kullanılmalıdır. Her zaman empati ile yaklaşılmalıdır.

Hasta ile güvene dayalı bir ilişki kurulması gerekir. Hasta size “ölecek miyim” diye sorduğunda, “öyle şeyler düşünme” gibi cümleler kurmayın. Zaten düşündüğü bir şeyi paylaştığı için sizin “düşünme” demeniz bir fayda sağlamayacaktır. Bunun gibi durumlarda “Duygularını anlıyorum. Bazen çok zorlandığını görüyorum. Ben de ne yapacağımı ve ne söyleyeceğimi bilmiyorum. Bana yol göster.” demek daha çok işe yarıyor. Çünkü hasta için asıl önemli olan, ailesinin ve sevdiklerinin yanında olduğunu bilmesi ve hala o ailenin bir bireyi olduğunu hissetmesidir.

Hastaların İhtiyacı Olan Moral ve Motivasyon

Hasta, yakınları ve sosyal etkileşim alanları arasındaki iletişim güçlendirilmelidir.

Hasta bilgilendirilerek bakım ve tedaviye aktif olarak katılımı sağlanmalıdır.

Hastaya karşı sabırlı olunmalı, ön yargılı veya yargılayıcı şekilde davranılmamalıdır.

Çevredeki fiziksel uyaranlar en aza indirilmeli ve güvenli bir ortam oluşturulmalıdır.

Hastalığını yaşamının odağı haline getirmemesi için mümkün olduğunca sosyal hayatta aktif olmaya teşvik edilmelidir. Hastanın dikkati çevresinde olan güzel olaylara yoğunlaştırılabilir.

Hastaya yaşayabileceği sorunlar ve bunların çözüm yolları uygun şekilde önceden anlatılmalı ve hayatına yeniden şekil vermesi sağlanmalıdır.

Hasta ile birlikteyken güzel konularda hayal kurmak ve sohbet etmek psikolojik sorunlarla baş etmesini kolaylaştırır. Ayrıca gelecekle ilgili planlar yapılabilir.

Hastanın hayata sarılması için bir amaç edinmesi ve kendini geliştirmesi teşvik edilebilir, hobilerine devam etmesi sağlanabilir.

Hastanın yalnız olmadığı ve onunla ilgili sorumlulukların aile tarafından paylaşıldığı hissettirilmelidir.

Eğer mümkünse hasta ile birlikte fiziksel aktiviteler, çeşitli nefes ve kas egzersizleri yapılabilir.

Hasta duygularını anlatması için cesaretlendirilmelidir. Hastanın duygu ve düşünceleri dikkate alınmalıdır.

Hastanın gizliliğine ve özeline saygı gösterilmeli, vücut bakımı veya temizliği yapılmadan önce izni alınmalıdır.

Her aşamada iletişim ve iş birliğinin sürdürülmesi yalnızlık ve terk edilmişlik duygusunu önlemektedir.

Whatsapp
Whatsapp
Hastaların İhtiyacı Olan Moral ve Motivasyon https://sesanltd.com.tr/hastalarin-ihtiyaci-olan-moral-motivasyon »